AMAN DİKKAT!!!!!
AZRAİL YOLLARDA KOL GEZİYOR
AZRAİL CAN ALMAK İÇİN ARABANIZA BİNERSE
YAŞANMIŞ GERÇEK BİR OLAY
Adamın biri arabasıyla giderken yolda bir yolcu alır arabaya....
adam arka tarafa biner.....
şöför... eee hemşerim kimsin nereye gidersin...der....
yolcu ben Azrailim..canını almaya geldim der......
şöför alaycı bir tavırla,
sen mi Azrailsin der..yaw senin gibi Azrail olurmu hiç der....
Yyolcu sakin bir tavırla sen daha önce Azrail gördünmüde tarif ediyorsun der...
ve ekler yolcu... inanmadın bana öylemi der....
Şöför inanmadım tabii der......
Yolcu o zaman 200 metre ileride bir adam daha alacaksın der.....
gerçekten de adamın dediği gibi şöför 200 metre ilerde bir yolcu daha alır..
ama yolcu ön tarafa oturur...
Olaylar bundan sonra daha da enteresanlaşır.....
Şşöför yanındakine...
ee sen klimsin nereye gidersin der....öndeki
Abi ben merkezde biryerde indirirsen çok sevinirim adım
felanca der......şöför,
ya, şu arkadaki adam bana Azrailim diyo görüyonmu şu herifi
hem iyilik ediyoz hemde dalga geçiyor zibidi der....
Öndeki arkaya bakar ama kimse yoktur....öndeki, abi arkada kimse yokki.....
şöför hışımla arkaya bakar ve
körmüsün be adam arkada oturuyor ya der.....
öndeki arkaya bir daha bakar ve
abi senin kafan iyimi yoksa dalga mı geçiyorsun der...bu sefer
arkadaki söze girer....
gördünmü der öndeki beni ne duyabilir nede görebilir der şöföre.
Şöförün bir anda dizlerinin bağı çözülür bet beniz atar....arkadaki
şöföre...
Hadi , arabayı kenara çek 2 rekat namaz kıl canını alacam der.....
Şöför ağlamaklı çaresiz bir şekilde arabayı kenara çeker ve iner arabadan.....
Sonra....
Sonra ne olmuş biliyormusunuz?????
adamlar arabayı aldığı gibi kaçmışlar...:)) :))
sevgili ümran yollamış.
29 Kasım 2007 Perşembe
AZRAİL
Gönderen O.Merih zaman: Perşembe, Kasım 29, 2007 0 yorum
27 Kasım 2007 Salı
İNSANLIK DEĞERLERİ
SEVGİLİ ÜMRANDAN ÖZEL BİR HİKAYE
ICIMIZDEKI CEVHER,
Kucuk bir zenci cocuk, sehrin lunaparkinda dolasirken bir saticinin elindeki balonlari seyre dalmisti. Her renkten ve her bicimden balonlar isil isil parliyorlardi.
Derken birdenbire kirmizi bir balon kazara baglandigi yerden kurtularak havada uctu, uctu, uctu ve nihayet gozden kayboldu. Bu manzarayi seyretmek icin oyle bir insan kalabaligi toplanmisti ki, satici, bir tane daha birakmanin iyi bir reklam olacagini dusunerek sari renkte bir balon daha birakti. Arkasindan bir tane de beyazini cozdu.
Kucuk zenci, oldugu yerden buyuk bir hayranlik icerisinde ardi ardina ucan rengarenk balonlari seyrettikten sonra:
"Baloncu amca" dedi. "Acaba bir de siyah renkte balon birakirsaniz, otekiler kadar yukselir mi?"
Baloncu adam, anlayisli bir bakisla cocuga tebessum ederek, siyah renkli bir balonu cozdu. Parmaklarini gevsetip onu da bosluga birakirken:
"Yavrum" dedi. "bizi yukselten disimizdaki renk degil, icimizdeki cevherdir."
Gönderen O.Merih zaman: Salı, Kasım 27, 2007 0 yorum
26 Kasım 2007 Pazartesi
SAĞLIKLI BESLENELİM.
FIRIN MÜCVER
2 Adet patlıcanı ateşte közleyin
kabuklarını soyarak doğrayın.
2 ad kabak,2 adet havuç, 1 küçük soğan, 1 ortaboy patatesi rendeleyin.
Bol maydonoz ve dereotu doğrayın.
bütün malzemeleri derin bir kaba alın.
200 gr tazekaşarı rendeleyip 100 gramını katın.
3 adet yumurta, yeterince tuz,karabiber,pulbiberi,1 yemek kaşığı z.yağı ve 1 kaşık un ilave ederek iyice harmanlayın.
Fırın borcamını hafif yağlayıp malzemeyi güzelce yağlayın.
180 derece ısıtılmış fırında pişirin. üzeri hafif kızarınca artan kaşarıda üzerine serperek,
5 dk daha fırında tutun.
Çok hafif ve besleyici vitamin deposu bir ara öğün yemeğidir,
Arzu eden önce soğanı sonrada diğer sebzeleri
tavada kavurup soğuttuktan sonra da diğer malzemelerle harmanlayıp,devam edebilirler.
AFİYET OLSUN
Gönderen O.Merih zaman: Pazartesi, Kasım 26, 2007 0 yorum
24 Kasım 2007 Cumartesi
MERİH İN AŞIM ÇORBASI
AKŞAMA ÖZEL BAŞLI BAŞINA BİR YEMEK
100 gr kıyma ile tuz, kimyon ve 1 tatlı kaşığı galeta unu
ilave ederek yoğurun ve çok küçük yuvarlak
köfteler hazırlayarak bir tabakta iyice unlayın.
yarım su bardağı una tuz katarak bir yumurta kırıp
alabildiğince su ilavesi ile kulak memesi kıvamında hamur yapın. merdane ile açarak ince yarım parmak büyüklüğünde kesin.(dileyen hazır erişte de kullanabilir),
1 fincan haşlanmış nuhutu limon suyunda bekletin
bir kase yoğurt ve bir yumurtayı 1 kaşık soyasosu ve nane ilave ederek iyice çırpın.
bir ufak soğanı tencereye rendeleyin ve az z.yağ ile kavururken 1 tatlı kaşığı un ,
1 kaşık salça , pul biber ilave edip,iyice sarartın iki adet domateside rendeliyerek ekleyin sos kıvamına gelince ,yeterince su koyarak kaynatın.
köfteleri koyun 15 dk pişirin sonrada hamurları ve nohutları ekleyip, 10 dk daha kaynatın. ateşten almadan terbiyesini verin.
servis yaparken üzerine kıyılmış maydonoz serpin,
AFİYET OLSUN,
Gönderen O.Merih zaman: Cumartesi, Kasım 24, 2007 0 yorum
22 Kasım 2007 Perşembe
KAHVALTIDA OMLET
KARIŞIK KOLAY OMLET
2 AD.YUMURTA
3 ORTA BOY KIYILMIŞ MANTAR
3 SAP KIYILMIŞ MAYDANOZ
1 YEMEK KAŞIĞI KREM PEYNİR
İSTENİRSE KIYILMIŞ SALAM YADA SUCUK
BİR TUTAM TUZ,KARABİBER,PUL BİBER,KEKİK
BİR TATLI KAŞIĞI KADAR TEREYAĞ
TEFLON TAVADA YAĞI ERİTİN,
BİR KAPTA HAFİF ÇIRPTIĞINIZ YUMURTANIN İÇİNE TÜM MALZEMEYİ
EKLEYEREK KARIŞTIRIN.(KREM PEYNİR TAM KARIŞMAYABİLİR PİŞME ESNASINDA ERİYEREK KARIŞIR)
VE TAVAYA BOŞALTIP ÜSTÜNÜ KAPATIN.
HAFİF ATEŞTE 4DK PİŞİRİN.
AFİYETLE YİYİN,
Gönderen O.Merih zaman: Perşembe, Kasım 22, 2007 0 yorum
ÇAY SAATİ
Haydi arkadaşlar KEK yapalım
ÇİKOLATALI CEVİZLİ KEK
3 su bardağı hazır kekun
2 ad yumurta( oda ısısında)
1.5 bardak süt
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
2 poşet(dr.otker hazır çikolata tozu)
1 ad.ince rende portakal kabuğu
1 su bardağı pudra şekeri
1 fincan sıvı yağ
100 gr ufalanmış ceviz
yumurtanın beyazını içine pudra şekeri ilave ederek iyice köpürene kadar çırpalım,
süte çikolata tozlarını ilave ederek eriyene kadar karıştıralım.
derin kaba, ceviz hariç tüm malzemeyi ilave ederek iyice karıştıralım.
cevizi ilave ederek yağladığımız kek kalıbına boşaltıp,
üstğnü bezle örterek 10 dk. bekletelim.
180 derecede ısıtılmış fırına sürelim,
piştiğini bir kürdanla kontrol ederek fırından alıp soğumaya bırakalım.
AFİYET OLSUN...
Gönderen O.Merih zaman: Perşembe, Kasım 22, 2007 0 yorum
18 Kasım 2007 Pazar
HAFTANIN YEMEĞİ
YUFKALI KEBAP
2 KİŞİLİK;
1 adet tavuk güğsü
1 adet küçük soğan rendesi
1 adet küçük havuç rendesi
1adet küçük patates rendesi
1 adet küçük kabak rendesi
100 gr bezelye
1 adet sivri biber
kıyılmış maydonoz
1 paket kuşüzümü
100 gr.soyulmuş antep fıstığı.
1 paket sıvı krema
Rendelenmiş sebzeleri ,varsa vork tavada çok az zeytin yağında pembeleşene dek soteleyin, bezelye ve diğer malzemeler ile soyasosu,karabiber,çok az kişniş ilave ederek karıştırın. kremayı da ilave ederek, derin bir kaba alarak soğutun. 100 gram rendelenmiş çerkes peyniri ve maydonozu ilave edere harmanlayın.
1 adet yufkayı 4 eşit parçaya bölerek her iki parçayı üst üste koyarak soğuyan malzememizi orta kısmına yerleştirerek bohça şeklinde katlayın ve yağlanmış fırın tepsisine ters olarak yerleştirin.
1 edet çırpılmış yumurta sarısında sürerek önceden kızdırılmış 200 derecedeki fırında üzeri hafif kızarana dek (25 dakika kadar) pişirin.
Bol yeşillik salata eşliğinde servis yapın.
afiyet olsun.
NOT:
artık sizinde bir gurmeniz oldu. bu iyiliğimide unutmayın.
Gönderen O.Merih zaman: Pazar, Kasım 18, 2007 0 yorum
15 Kasım 2007 Perşembe
EVRENİN TARİHÇESİ
Gönderen O.Merih zaman: Perşembe, Kasım 15, 2007
FIKRA
SELÇUK CONGÖR 'den
güzel bir fıkra
Erzurumlu harmanını kaldırmış, ekinini kurutuyormuş.Öğleden sonra bir bakmış gökyüzü kararmaya başlamış.- Allah'ım, ne olirsen ekinim gurumadan yağmurunu yağdırma. - Allah'ım birkaç gün daha yağmurunu yağdırma, ne olirsen'
diye dualar edip durmuş.Ekini kurudu kuruyacak derken akşam üzeri son yarım saatte
bir yağmur bir boran.Tüm ekini çürümüş tabii.O hırsla eve gelmiş. Bir de bakmış ki eşeği de yıldırım çarpmış.Bu olay Erzurumlunun içine oturmuş ama bir şey de yapamamış. Zaman geçmiş, Ramazan ayı gelmiş, ilk gün niyetlenmiş Erzurumluİftara tam yarım saat kala, bir sigara çıkartıp yakmış.Derin bir nefes çekmiş sigaradan ve gökyüzüne bakarak üflemiş.- Nasıl? İllet oliysen şimdi değil mi? demiş ve eklemiş. - Ölen eşşeği de gurbana saymazsam şerefsizim...
Gönderen O.Merih zaman: Perşembe, Kasım 15, 2007
Bir zamanlar Afrika'' daki bir ülkede hüküm süren bir kral vardı.Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü birdostunu hiç yanındanayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü. Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı. İster kendi başınagelsin ister başkasının,ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi: "Bunda da bir hayır var!" Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kralın arkadaşı tüfekleridolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelentüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederkentüfeği geriye doğru patladı ve kralın başparmağı koptu. Durumu gören arkadaşı her zamanki sözünü söyledi: "Bunda da bir hayır var!" Kral acı ve öfkeyle bağırdı:"Bunda hayır filan yok! Görmüyor musun, parmağım koptu?" Ve sonra da kızgınlığı geçmediği içinarkadaşını zindana attırdı. Bir yıl kadar sonra, kral insan yiyen kabilelerin yaşadığı ve aslında uzakdurması gereken bir bölgedebirkaç adamıyla birlikte avlanıyordu. Yamyamlar onları ele geçirdiler ve köylerine götürdüler. Ellerini,ayaklarını bağladılar ve köyün meydanına odun yığdılar. Sonra da odunlarınortasına diktikleri direklere bağladılar. Tam odunları tutuşturmayageliyorlardı ki, kralın başparmağının olmadığını farkettiler. Bu kabile,batıl inançları nedeniyle uzuvlarından biri eksik olan insanları yemiyordu.Böyle bir insanı yedikleri takdirde başlarına kötü olaylar geleceğineinanıyorlardı. Bu korkuyla, kralı çözdüler ve salıverdiler. Diğer adamlarıise pişirip yediler. Sarayına döndüğünde, kurtuluşunun kopuk parmağısayesinde gerçekleştiğini anlayan kral, onca yıllık arkadaşına reva gördüğümuameleden dolayı pişman oldu. Hemen zindana koştu ve zindandan çıkardığı arkadaşına başından geçenleri bir bir anlattı.
"Haklıymışsın!" dedi. "Parmağımın kopmasında gerçekten de bir hayırvarmış. İşte bu yüzden, seni bu kadar uzun süre zindanda tuttuğum için özürdiliyorum.Yaptığım çok haksız ve kötü bir şeydi." "Hayır" diye karşılık verdi arkadaşı. "Bunda da bir hayır var." "Nediyorsun Allah aşkına?" diye hayretle bağırdı kral. "Bir arkadaşımı bir yıl boyunca zindanda tutmanın neresinde hayırolabilir." "Düşünsene, ben zindanda olmasaydım, seninle birlikte avda olurdum, değilmi? Ve sonrasını düşünsene!!!..."
Gönderen O.Merih zaman: Perşembe, Kasım 15, 2007 0 yorum
14 Kasım 2007 Çarşamba
SAĞLIK İÇİN
SARIMSAK VE LİMON MUCİZESİ
2 Litre limon suyu, 40 diş soyulmuş ve ezilmiş sarımsak, ağzı sıkı kapanan koyu renkli veya üzeri kağıtla kapatılmış bir kavanoz lazım. Limonların suyunu iyice sıkıp kavanoza doldurunuz, soyulmuş 40 diş orta boy sarımsağı yıkamadan ve ezerek limonun içine atıp kavanozun kapağını kapatıyoruz, 25 gün boyunca normal ılık bir yerde saklanıp her gün çalkanacak, (sarımsaklar iyice erimiş olacak) 25 gün sonra kavanozu açıp her sabah aç karnına yarım veya içebiliyorsa bir çay bardağı içiyoruz kavanoz bitene kadar içilecek, kapağı hep kapalı olacak, kavanoza asla su, şeker v.b. karıştırılmayacak ancak çay bardağına aldığınız kısmını dilersek sulandırarak içebiliyoruz bunu içtikten sonra en az yarım saat bir şey yiyip içilmeyecek, yarım saat geçtikten sonra kahvaltı yapılacak mümkünse her sabah aynı saatte içilecek.
%100 KANITLANMIŞ YARARLARI
1-Tüm damar iltihapları (vaskülir) tedavi ediyor, tıkanan damarları açıyor, damar sertliklerini ve hipertansiyonu önlüyor
2-Kollestrol ve lipidi düşürüyor zararlı yağların yakılmasını sağlıyor, kilo verdiriyor (bazal metabolizmayı hızlandırıp yağların yakılmasını sağladığı için iştahı açıyor bu dönemde diyete dikkat etmek gerekiyor) şekeri düşürüyor, pankreasın yenilemesini sağlıyor.
3-Böbrek ve safra taşlarını eritiyor idrar söktürüyor vücuttaki şişkinlik ve tüm dokulardan ödemi kaldırıyor.
4-Helycobeacter pylori adlı ülser mikrobunu öldürerek mide ve on iki parmak bağırsağı ülserinin kesin tedavisini yapıyor.
5-Tüm romotizmal iltihabı önleyip, her tür romotizmal ağrıları dindiriyor, kireçlenmeyi önlüyor, eklem düzeylerinin yenilenmesini sağlıyor her türlü ağrıyı kesiyor.
6-Beyin hücreleri ve tüm sinir sistemlerinin yenilenmesini sağlıyor sinirdeki aksiyon potansiyelini düzenleyip ileri-refleks hızını artırıyor, felçlere ve VERTİGO'da fayda veriyor.
7-Vücudun bağışıklık sistemini son derece kuvvetlendiriyor ve her türlü alerjiyi özellikle damarsal kökenli ve strese bağlı cilt alerjilerini kökünden kesiyor, kansere karış tüm vücudu koruyor.
N O T: İlacı hazırlayanın babasının koroner by-pass ile üç damarı değişecekken bu ilaç sayesinde %100 tıkalı damarları açılmış ilaç hazırlandıktan sonra sarımsaklar erir, koku etrafa yayılmaz. Kullanan üç kişi ile görüştüm hep son derece memnun olduklarını adeta gençlik iksiri olduğunu söylüyorlar. Bunu ilk defa Rus doktorlar bulmuş ve uygulamışlar şimdi ABD'de uygulanmaya başlamış, tıp de devrim yaratacağı söyleniyor ve sarımsak limon karışımından oluşan maddelerin kimyasal yapısı çözülmeye çalışılıyor.
Dr. Sencer TEPE
Sağlık Bakanlığı Daire Başkanı
Gönderen O.Merih zaman: Çarşamba, Kasım 14, 2007 0 yorum
İSTANBUL EFSANESİ
Bir damla dedim sen bana dünya verdin,
Hayatıma renk ömrüme mana verdin,
Yıllardır tek mutluluğu sende buldum,
Kalbinde bana koca bir dünya verdin.
Tat bulamadım alemde tadından başka,
Taç yoktur başımda tacından başka,
Ne bir taç nede bir taht ebedi,
Gönlümde senin saltanatından başka
O.Merih Parlak
mayıs 2000
Gönderen O.Merih zaman: Çarşamba, Kasım 14, 2007 0 yorum